1 Mart 2010 Pazartesi

Origamik Aşk

Masamın üstünde çok da güzeller
Sarı, siyah, kırmızı renkte
Elişi kağıdından sevgililer.
Her biri farklı biçimde,
ama birbirinden güzeller.
Bir düzine daha kâğıdım var
koleksiyonu genişletme amaçlı beklerler.
Bazen ellerim katlamaya gidiyor,
kiminin yüzü, kiminin gövdesi,
ötesi berisi biçimsizleşiyor;
mütemadiyen bunlarda zihnimin çöplüğünde yer alıyor.
Oldum olası anlamadım zaten
aşkın kimyasından,
bir de origami sanatından.


O.B

Kime Diyorum ki!

Ölesin varken gülesin gelir mi,
ya gidesin varken sevesin gelir mi?

Ellerin,ellerin ellerindeyken,
sol yanım dağlanıp dağlar ardına atılmışken,
acaba diyorum ölünce unuturmuyum seni...


...........


O.B.

Kapı Komşusu

Kapı komşumdan şikayetçiyim ben!
Davetsiz misafir aynı zamanda
Aslında ben isterim gelip gitsin,
hal hatır sorsun
Ama öyle anlarda damlıyor ki;
Çok zamansız oluyor.
.........

o.b.

Çivi

Örtme üstümü!
Bırak ayazda kalsın sana hasret kalan yerlerim.
Anma bir daha adımı sağda solda sakın,
kulaklarım çınlar uyanırım!

...........
O.B.

En Tuhaf Sabahım

bu sabah
her sabahkinden farklıydı.
etrafımda bir sürü insan
ağlıyor…
“ne oldu” diyorum
“neden ağlıyorsunuz”
kimseden cevap gelmiyor.
............
o.b. 28 mayıs 2008

İÇSES

Ruhumun düzülmemiş düzlemlerinde,
hayatımın portakal kabuğu biçeminde selülitli çarpık dayanakları var!
Küresel sevişmelerin meyvesi piç penguenler,
aç kalmış kutup ayılarının tecavüzüne mağruz bırakılmakta!
...............

O.B.

Selametle!

Bir hassiktirin anatomisini yaşadım say sevdicek
Gelmiş geçmiş en saçma sapan dizeleride doladım boynuna.
Ölümünle yeşerecek zaten baharım,
..........

O.B.

Bir Deli Öyküsü


Bir Temmuz öğleni doğmuşum
Sıcak bir Antalya gününde yani,
Sıcakkanlı oluşum bundandır belli ki;
İyi mi ettim kötümü ettim bilmem ama
Her doğum günümde "İyi ki doğdun" derler
Yalandan da olsa bana.
Garip bir çelişkidir doğuşum zaten
Seçme şansım olsaydı eğer
Mutlak kalırdım anne karnında
Ekmek elden,su gölden ne de olsa
Olmazdı da ne dert, ne gam, ne tasa
Gülerken ağlamak,ağlarken gülmek,
Derler ki deliye has bir marifet.
Dengesizliğime etiket ararken
Aniden farkettim beni içten içe yiyen
Kanı deli,ruhu değişken
Saçma sapan zat-ı muhteremi.
Bir deli var bende benden içeri
Ki şu hali en deli yani.
Eller gezinedursun
"Yumurta mı tavuktan Tavuk mu yumurtadan" çıkmazında İçimdeki çelişki aslında en çetini.
Düşümdükçe halimi
"Hay ben böyle..."yle başlayan cümleler kurarım
Ve aklımda büyük bir kaos beliriverir,
Sadece kendini seven bir egoist mi içimdeki,
Yoksa sevip sevip kavuşamayan bahtsız bir bedevi mi? Yani asıl soru şudur ki;
Aşk mı benden , ben mi aşktan çıkıyorum kim bilir ki?
Kimin kimden ya da neyden çıktığı meçhule kalırken,
Bir türkü tutturur içten içe ruhum;
"Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündz gece,
Bilmiyorum ne haldeyim gidiyorum gündüz gece" Yürüyorum ama nerede,deli saçması bir öyküde,
Akılsız başım elimde,amaçsız,sessizce.
Diyeceğim odur ki dostlar;
Bir garip Orhan Deli yatar içimde!