20 Nisan 2010 Salı

Ölü-n Şehir


Daracık sokaklarında İzmir’in
çıplak ayak,
serseri,
avareydim bir zamanlar .
Sana giden yollarımı önüme katıp,
dindirmeye çalışıyor gibiydim
acılarımı.

Merak ediyordum;
gözlerine değen yarım saat
kaç ömre tekabül ederdi?
Ya da yarım kalmış kaç nefesim
seni unutmak için ettiğim
kaç yemine eşdeğerdi?
Hayatımda hangi kadın ,
İzmir kadar güzel kalabildi rüyalarımda?
Ve başka hangi şehrin köşebaşları
sen kokardın böyle buram buram,
İzmir’den başka?


Artık sayısını unuttuğum
biçare aramışlıklarım vardı seni
delik ceplerimde.
Çok kez fayton takip ettim
belki sana götürür diye,
ama nafile...
Senden gizli,
çok soludum kordon havasını seninle,
aynı taşlara basmışlığımız vardır
kuvvetle muhtemel.
Fakat sen duyma-bilme;
İzmir biliyor ya ,
lanet olsun sadece o biliyor ya
yeter bana!


Her hakkım kendimde mahfuzken,
sen (ç)aldın özgürlüklerimi elimden
kahve kokulu bakışlarınla.
Aslında her terkediş
tecavüz sayılır bir başkasının ötenazi hakkına.
Ki sen haklarımın ırzına geçince,
geriye sadece
ruhumun leşi kaldı
secde eden gözlerine.

Şimdi reddedemediğim mirasın;
zihnime kazılı tek kare fotoğraf;
aşkımla yaşıt 3-4 yaşlarında çocuksun daha,
kırmızı başlıklı şirin bir kız.
Esmer tenine işlenmiş gül kurusu
dantel dantel saçlarınla
el sallıyorsun,
gülümseyerek,
katlimi ima eder gibi bana…


- Bildiğim 80 şehrim kaldı ceplerimde,
İzmir’e küstüm,
İzmir'i öldürdüm
İzmir'i gömdüm
sayende!

Batuhan Dede'ye-Ödeştik!

(Ne de olsa hepimizin bir köşesinde bir İzmir acısı vardır!)

O.B.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder